tr-ansiklopedim
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  Üyelik
  Oyunlar
  < Türk Tarihi >
  Wilson İlkeleri
  Amerika Tarihi
  Barutun Bulunması
  Lastiğin İcadı
  Camın İcadı
  Açık Hava Basıncı Bulunuşu
  Arşimetin Hayatı ve Prensibi
  Mendelin Hayatı Ve Kanunu
  İlk Bilgisayar ve Tarihi
  İnternetin İcadı
  Mürekkebin İcadı
  Arabanın İcadı
  Kağıdın İcadı
  Uçağın Tarihçesi
  Orgun Tarihi
  Piyanonun Tarihi
  Klarnetin Tarihi
  Davulun Tarihi ve Kullanımı
  Zurnanın Tarihi
  Flütün Tarihi
  Atatürkün Müziğe Verdiği Önem
  Kavalın Tarihçesi
  Makasın İcadı
  Tırnak Makasının Tarihi
  Cep Tlefonunun İcadı
  Ampulün İcadı
  Futbolun Tarihi
  Atletizmin Tarihçesi
  Amerikan Futbolu Tarihi
  Voleybolun Tarihi
  Basketbolun Tarihi
  Güreşin Tarihi
  Karetenin Tarihi
  Judo-Ka Tarihi
  Takwando Tarihçesi
  Boks Tarihi
  Kick Boks Tarihçesi
  Masa Tenisi Tarihi
  Batminton Tarihi
  Tenis Tarihi
  İlk Yüzmeyi Keşfeden Kişi
  Ateşin Keşfi
  Televizyonun İcadı
  Geminin Geçmişi
  Alacahöyük
  Uzay
  Gezegenler
  Basınç Nedir
  Piramitlerin Gizli Sırrı
  Babilin Asma Bahçeleri
  deneme
Davulun Tarihi ve Kullanımı
1 . Derma (Rumca), Kasnak, deri
2 . Stefani (Rumca), çeper
3 . Soma (Rumca) gövde
4 . Skini (Rumca), ip
5 . Kopano (Rumca), tokmak
6 . Vitsa - çubuk

DAVUL*

davul müz. Yörede, silindir formda, iki tarafı deri ile kaplı bas davullar zurna ve kemençeye eşlik çalgısı olarak kullanılmakta olup, meşin kayışla boyuna asıldıktan sonra, genellikle sağ elde tokmak (Trabzon)/kopano/balta (Ordu) kobal (Anadolu’da çomak, meççik, metçik, çomaka) ve çubuk/ vitsa (Trabzon Rumcası)/değnek (Anadolu-da çırpı, zipzibi) ile vurularak çalınır.

     Batı Trabzon’da kemençe davul eşliğin-de çalınmasına rağmen, Doğu Trabzon ve Rize’de, kemençe/tulum/kaval, davuldan ayrı olarak kullanılan, solo çalgılardır. Bununla birlikte Doğu Trabzon’da da yer yer Sürmene’nin Aso köyü ve Mahno örnekle-rinde olduğu gibi, horonlarda kemençenin yanı sıra davul zurnanın varlığı da bilinmektedir.

     Artvin’in Laz olan sahil kesiminde, Kars civarı ve Kafkasya’da olduğu gibi (Bk) “doli” adı verilen, tokmak yerine elle vurularak ça-lınan küçük bir davul çeşidi kullanılmaktaydı.

     Anadolu’da kullanılan ve kasnak eni ve kasnak ağacı (ceviz [Balıkesir, Bitlis, Elazığ, İçel, İzmir, Kayseri, Malatya], çam [Bolu, Burdur, Erzurum, Kastamonu, Kütahya, Urfa], gürgen [Eğin], köknar [Tokat merkez]) yörelere göre değişkenlik gösteren davullar kasnak çaplarına göre küçük (60 cm), orta (70 cm) ve büyük (80-90 cm) olarak üç boya ayrılabilirler. Davul, germe çemberine geçirilmiş deri (Karadeniz Rumcası derma) ve bunların bağlandığı kasnak (Karadeniz Rumcası soma) denilen ağaç bölüm olmak üzere iki ana kısımdan oluşup, germe çemberine geçirilmiş deriler, istenilen tonu elde edebilmek için gereken miktarda gerdirilir. Germe çemberine ıslak olarak ge-çirilen dana/koyun/keçi derisi davul kasnağına yerleştirildikten sonra, çeşitli formlarda zig zag olarak bağlanmış sicimler yardımıyla her iki (alt ve üst) germe çemberi bağlanılır ve deri kurutulduktan sonra istenilen ger-ginlik (ton) elde edilene kadar sıkılır.

Davul tokmaklarının şekilleri, büyüklük-leri yapıldıkları ağaç, hatta isimlendirilmesi bile (şimşir [Amasya - çomak], çam [Bur-dur- tokmak, Balıkesir - tokmak], söğüt [Balıkesir - çomak], kayın [Bolu - çomak], ceviz [Çankırı - çomak, Kastamonu - meçuk], kavak [Çorum - tokmak], kayısı [Elazığ – tok-mak], gürgen [Elazığ - tokmak], erik [Erzurum -  toğmağ], karaçam [İçel - meçik]) yöreden yöreye değişmektedir.

     Aynı şekilde  çubuğun uzunluğu, yapıldı-ğı ağaç ve terminolojisi de yöreden yöreye değişmektedir (kızılcık [Balıkesir - çırpak, Bitlis - çırpı], erik/elma/ılgın [Burdur- çı-buk], fındık [Çankırı - çibuk], meşe/ zeytin [Gaziantep - çibuk], nar [İçel- çirpi], ılgın [Kars - çomak])  FMI 80-83.

Orta Anadoluda davul davulcu davul davul

     Davul kelimesinin kökeni tartışılmışsa da konu üzerinde fikir birliği oluşmamıştır. Mahmut Ragıp Gazimihal (1952), Divanü Lügat-it Türk’te (MS 1072-1074) geçen tovul/tovil “şahin av yapınca çalınan davul” kelimesinden hareketle orijinin Türkçe ol-duğunu ileri sürmüş (Gazimihal, 1952: 163), Curt Sachs (1919) Hint Avrupa dillerinde davul kelimesinin karşılığı olarak kullanılan kelimeleri, Arapça tabl  “davul” ile karşılaş-tırmış, 1968 yılında Sir Harold Bailey kelime-nin Akatça tabalu/ tapalu kelimesine bağla-mıştır.

     Parth yazılarında taβil/taβel (MS 3. yüz-yıl) ve taβάla/taβila (M.S 5. yüzyıl) savaş davulu anlamında kullanılmıştır. Aynı dönem Ermenicesinde tauił/tauoł kayıtlı olup, Partçadan ödünçlenmiş olabilir FMI 66, Kaşgari’nin Divan’ında rastlanılan tovil/tovul formları da Part mirası olmalıdır

> Karadeniz Rumcası taulin (ταούλιν [Giresun, Tirebolu]), tavuli (İnebolu), taul (Ordu, Santa), tavul (Gümüşhane), tağul (Ordu, Gümüşhane) P II 359


Rica  
  Arkadaşlar eğer sitemizi beğenirseniz iletişime lütfen mesaj yazınız. MySpace Codes  
Saat  
 


More Cool Stuff At POQbum.com

 
Sinemalar  
   
Bugünkü Burcuna Bak  
   
En Son Haberler  
   
Bugün 48 ziyaretçi (55 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol