Müzik aletlerinin en büyüğü olan org, yüksek ses gücü ve çıkardığı seslerin çeşitliliğ
i nedeniyle, çok yönlü bir çalgıdır. Duyulması çok güç olan hafif seslerden, kulağı rahatsız edecek derecede yüksek seslere kadar değ
işen tonlar verebilir.
Eski orglar: Eski orglar kiliselerde, korolara eşlik etmede| kullanılıyordu. Bunlar, «dizi Eski orglarda, değ
işik tonlar elde edilemiyordu. Tuşa hafif ya da kuvvetli biçimde dokunulması, çıkan sesi etkilemiyor, notalar hep aynı düzeyde tınlıyordu. Ek boru sıraları yerleştirildiğinde, belirli bir tuşa basılması, belirli boruların tümünün aynı anda ses vermesine yolaçıyordu. Bu yüzden hafif bölümler için, daha küçük olan ve ayrı klavyeyle çalınan ikinci bir org eklendi. Zamanla bu iki çalgı birleştirilerek, klavyeler alt alta yerleştirildi.
Aynı yıllarda, hem gerekli hava miktarını azaltmak, hem de denetimi artırmak için, bazı boru sıralarını kesip ötekileri serbest bırakmaya yarayan bir aygıt geliştirildi.
XIV. yüzyıldan sonra orga, uzun boruları denetim altına alma amacıyla, çalgıcının ayağıyla harekete geçirdiği bir pedal yerleştirildi. XVIII. yüzyıldaysa, ses gücünü ayarlamada yardımcı olmak için geliştirilen ve boruların bağlı oldukları bir ya da daha çok klavyeyi kapsayan aygıtları harekete geçiren, bir başka pedal eklendi. Bağlayıcı bir mekanizma, kumanda düğmelerini birleştirmede ya da klavyeleri pedallara bağlamada kullanılırdı.
Modern orglar: Modern orglarda, her sırada, klavyedeki tuşların sayısı gibi eşit sayıda (genellikle 61) boru bulunur. Üç klavyeli, pedallı ve 30 kumanda düğmeli orta boy bir orgdaki boruların sayısı, 1 656'dan az değildir. Bu ölçüde ya da daha büyük orglar, XVII. yüzyılda Hollanda ve Kuzey Almanya'da kullanılmıştır.
Kumanda ve klavyenin bulunduğu bölüme «konsol Düğmenin hareketi, gene kol ve dirsekler aracılığıyla, hava kanalı ve boru gövdesi arasına yerleştirilmiş olan, «sürgü Orga yeterli miktarda hava depolanması (hafif basınçlı hava) ve basıncın düzensiz olmaması gerekir. Yüzyıllar boyunca, basıncı yükseltmek için demirci körüğüne benzeyen körükler kullanılmış, sonra da bu körük geliştirilerek güçlü bir pompa haline getirilmiştir. Hava deposunun üstüne yerleştirilen ağırlıklar", gerekli basıncı sağlar.
Eskiden körükler, birkaç kişi tarafından indirilip kaldırılan uzun kaldıraçlarla ya da pedallarla çalıştırılırdı. Zamanla bu türün yerini buhar gücü aldı. Günümüzdeyse, gerekli hava, aşağı yukarı her zaman elektrikle çalışan vantilatörlerle sağlanmaktadır.
Elektronik org: Elektronik org ile borulu org arasındaki temel ve açık fark, elektronik orgda hava titreşimlerinin (bunun sonucu olarak da ses dalgalarının) mekanik yollarla değil, elektronik yollarla üretilmesidir. Genel anlamda ses dalgalarının kaynağındaki bu farklılık, kulağa ulaşan seste değişiklik yaratmaz. Gerekli titreşim, bir elektrik sinyalinde üretildikten sonra, bu elektrik akımının dalgaları, doğal ya da mekanik yollardan üretilen dalgalarla aynı biçim ve özellikteki hava-basınç dalgalarına çevrilir. Elektronik sesin doğal ya da mekanik tonlara benzeme derecesi, üretilen dalganın biçimi ile bu dalganın ton oluşturan filtreler tarafından (Bk. FİLTRE, ELEKTRİKSEL) değiştirilmesine bağlıdır.
Elektronik orglarda dalga iki yoldan üretilir: elektromagnetik yöntem; elektrostatik yöntem. Elektromagnetik üreteç, bir iletkenin magnetik bir alanda hareket etmesiyle (ya da bunun tersiyle) salınım-lar üretir. Elektrostatik üreteçlerse, valf devresindeki bir KONDANSATÖR'ün sığasının değiştirilmesiyle çalışır.